Mühendis Gözüyle Devlet: Gereksinim, Ölçüm, Adalet
- Oğuz Ergin
- 25 Mar
- 3 dakikada okunur
Bu günler tarihe geçecek günler. Normalde siyaset konuşmak istemiyorum; ama ülke bu haldeyken başka konulara dönmek vicdani gelmiyor. Başta açık söyleyeyim: Tayyip Erdoğan çok yanlış yolda. “Sultan Süleyman’a kalmayan bu dünya” kimseye kalmaz; koltuğa tutunmak ülkeyi sertleştiriyor, adaletsizlik duygusunu büyütüyor.Ama bu yazıda asıl derdim şu: Bir devlete ve krizlere bir mühendis nasıl bakar? Cevabım: sistem gibi.
Devleti sistem gibi düşünmek: Girdi–Çıktı, Öngörülebilirlik
Mühendisin dünyasında bir kara kutu vardır: içine girdiler gelir, dışarı çıktılar çıkar. İyi tasarımın hedefi, “aynı girdi → aynı çıktı” ilkesini sağlamaktır.Klavye’de “A”ya bastığınızda her seferinde “A” harfi çıkmıyorsa, o sisteme güvenemezsiniz.
Bizde adalet düzeni böyle işlemiyor. Benzer dosyalara bambaşka muameleler yapılabildiği algısı, öngörülemezlik üretiyor. İnsanların kafasında şu fonksiyon kuruluyor: “X’e yakınsan sonuç böyle, değilsen böyle.” Bu duygu, hukuka ve devlete güveni aşındırıyor.
Gereksinim nedir? (Requirement)
Sistem tasarlarken ilk adım gereksinimi tarif etmektir. Devlet için benim tanımım basit:
Herkes için adalet duygusu sarsılmayacak.
İnsanlar huzurlu ve özgür olacak.
Refah artacak, gelir adaletsizliği azalacak.
Dünya görüşleri farklı olabilir; kimi inancını rahatça yaşamak, kimi özgürce inanmamak, kimi gelecek kaygısı duymamak ister. Hepsinin ortak paydası adalettir. Adalet bozulunca huzur da bozulur.
Ölçmeden yönetilmez
Mühendislik “ölç, doğrula, düzelt” döngüsüdür. Ekonomide, güvenlikte, şehircilikte hipotez kurar, veriyle test ederiz.Daha önce bin kez denenmiş yanlışlara “ben farklıyım” diye milyonlarca insanın zamanını ve parasını harcamak, bilimsel yöntem değildir.
Güvenlik–Kullanılabilirlik ödünleşmesi
Bankacılıktan devlet yönetimine: güvenliği sonsuza çıkarırsanız kullanılabilirliği öldürürsünüz. Topluma sürekli daha fazla cop–tazyik–bariyer gösterirseniz, insanlar kendini daha güvende değil, daha tehdit altında hisseder. Güven, şeffaf ve adil süreçle gelir.
Dört Mimari İlke ile Devlet Tasarımı
5.1 Küçük olan hızlıdır
Aşırı büyüyen devlet yavaşlar, hatayı izlemek zorlaşır. Az kademeli, net sorumluluklu, yalın yapılar gerekir.
5.2 Olağan durumu hızlandır
Kaynakları en sık yapılan işe yatırın. Yolcu inmeyen havalimanına değil; milyonların kullandığı hizmete hız ve kalite katın. Sık yaşanan sorunlar önce çözülür.
5.3 İyi tasarım ödünleşme ister
Hız–enerji, güvenlik–kullanılabilirlik, büyüme–enflasyon… Uçlarda ısrar felaket getirir. Dengeli tasarım noktası gerekir.
5.4 Düzenli olan yalındır
Kuralları akılcı ve tutarlı kurarsanız uygulama kendi kendine sadeleşir. O zaman yüzlerce ara onaya, “damgalara”, gereksiz memurî işleme ihtiyaç kalmaz.
Adaletin Tesisi: Somut Öneriler
Tüm davalar kamuya açık, kesintisiz video ile yayınlansın.TRT dahil ulusal kanallar şeffaflık için altyapı sağlasın; yayın kaydından otomatik transkript üretelim. “Yaz kızım” devrini kapatalım; tutanaklar mahkemenin konuşulan tam gerçeği olsun.
Hâkim–savcı atamalarında liyakat ve bağımsızlık.Siyasî bağlılığın etkisini en aza indiren, ölçülebilir ve denetlenebilir bir terfi–atanma sistemi kuralım. (Gerekirse kritik üst atamalara Meclis onayı mekanizması.)
Kurumsal bağımsızlık:Merkez Bankası ve düzenleyici kurumların başına ehil insanlar getirilip görev güvencesi sağlansın. Başarı ölçütleri baştan yazılsın.
Eşit uygulama:Benzer fiile benzer muamele. Sembol isimler üzerinden seçici adalet yerine “aynı suç–aynı sonuç”.
Demokrasi ve Temsil
Rakip çıkmasına engel olmayın. Tek adaylı, “sözde seçim” demokrasiyi çürütür.
Dar bölge ve geri çağırma (recall) tartışılsın: Vekili seçen, tanıyan, gerekirse imzayla sandığa geri götürebilsin. Hesap verebilirlik tabana insin.
Ekonomi: Güven hukuktan başlar
Piyasaların ilk baktığı şey öngörülebilirliktir. Hukuk kırıldığında sermaye kaçar, kur baskılanır, toplumun tamamı yoksullaşır. Kuru tutmak için günü kurtaran operasyonlar yapmak yerine, kurala bağlı ve veriyle yönetilen bir çerçeve kurmak zorundayız.
Sonuç: Mühendis aklı sadece çipte değil devlette de çalışır
Özetle:
Gereksinimi tanımla: adalet, huzur, özgürlük, refah.
Ölçütleri belirle: açık hedefler, metrikler, kamuya açık raporlama.
Küçült, sadeleştir, sık olanı hızlandır.
Ödünleşmeyi kabullen; dengede dur.
Şeffaflık ve eşit uygulama ile güveni yeniden kur.
Aynı yaklaşımı bireysel hayatta da kullanabiliriz: En büyük derdini önce çöz, sık yaptığını kolaylaştır, veriye bak, dengeyi gözet.Bu ülke hepimizin; kalmaz bu dünya, kalacak olan adaletle anılan bir izdir. Benim tercihim budur.
Yorumlar